Bilgelik Vadisi
Suların, dağların ve masalların coğrafyası… Yüksek tepeler, dev kayalıklar, derin kanyonlar, çağıldayarak akan nehir…
Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Kasımlar beldesinde derin kanyonlar dizisinin ilkine giren Köprüçay, Çaltepe (Bolasan) köyü önlerinde kısa bir süre için düzlüğe çıkıyor. Kasımlar’ın güneyindeki Fındık Mahallesi’ni geçince başlayan 22 kilometrelik kanyon, keşfedilmeyi bekliyor. Arka planda Dedegöl silsilesi yükseliyor.
Köprüçay, yolculuğu boyunca doğa harikası kanyonlardan geçiyor. Bu kanyonların en ünlüsü Köprülü Kanyon Milli Parkı içinde yer alan Oluk Köprü Kanyonu. Burada sayısız pınarların katkısıyla Köprüçay büyük bir ırmak haline geliyor ve kanyondan çıktıktan sonra yer yer çok sert akıyor. Bu özelliği Köprüçay’ın bu bölümünü en önemli rafting parkurlarından biri haline getiriyor.
Yörede geleneklerine en sadık yerleşim olarak bilinen Kesme’de düğünler de geleneklere uygun yapılıyor. Düğün süresince geçmişin renkleri canlanıyor. Son zamanlarda geçmişe duyulan ilginin artması gelenekleri daha da canlandırıyor. Örneğin gelinin at üzerinde köyde dolaştırılarak damat evine getirilmesi, 20 yıllık bir aranın ardından ilk kez Duygu ve Yasin Gürdal çiftinin düğününde uygulandı. Manisa’dan gelen gelin hayatında ilk kez burada ata bindi.
Duygu ile Yasin’in düğününde halen vazgeçilmeyen bir gelenek olarak Arap oyunları da sergilendi. Bu seyirlik oyunlar, yüzyıllar öncesinden süzülüp geliyor.
Köprüçay Havzası’nda Yörük-Türkmen kültürü hâkim. Kadınlar tarafından icra edilen bir müzik yapma biçimi olan, gırtlağın bir enstrüman gibi kullanıldığı “boğaz çalma” geleneği de bu kültürün ürünü. Ne var ki diğer birçok gelenek gibi bu da tamamen kaybolmak üzere. Gençlerin hiç bilmediği bu tekniğin son temsilcileri arasında Altınkaya köyünün Akarca Mahallesi’nde yaşayan iki yaşlı kadın, 73 yaşındaki Fatma Can (soldaki) ile 71 yaşındaki Gülistan Katter birlikte boğaz çalıyor.
Oluk Köprü Kanyonu’ndan büyük bir ırmak halinde çıkan Köprüçay artık rafting sporuna uygun hale geliyor. Burada rafting ağırlıklı akarsu sporları çoğunlukla yabancı turistlere hitap eden büyük bir sektör haline gelmiş.
Çaltepe önlerinde düzlüğe çıkan Köprüçay çok geçmeden tekrar dar kapızların içine sokuluyor.
Kanyonların dağlık bölümünde, Altınkaya (Zerk) köyünün çevresi “Adamkayalar” denen ilginç kaya oluşumlarıyla kaplı. Köylüler bu alanlarda inşa ettikleri çoban damlarında keçi besliyorlar. Ayvaini mevkiinde çoban kızlar keçi sağıyor. Sütçüler’e bağlı Beydilli’nin yakın zamana kadar araç yolu yoktu ve özgün evleriyle dikkat çekiyordu. Ancak köy büyük ölçüde terk edildiğinden bu evler yok olma tehdidi altında. Öte yandan köy Saint-Paul Yolu güzergâhında bir konaklama merkezi haline getirilmeye çalışılıyor.
Pisidia kenti Selge’nin üzerine kurulmuş Altınkaya köyü. Selge’nin muazzam tiyatrosu da Altınkaya köyünün tam kalbinde yer alıyor. Arka planda vadiyi gölgelendiren Bozburun Dağı yükseliyor.
Köprüçay Vadisi’nin aşağı çığırında, Serik’in Belkıs beldesinde yer alan önemli Pamhylia kenti Aspendos’a sukemerleri ile Köprüçay’dan su getiriliyordu. Roma devrine ait kemerlerin bir kısmı halen ayakta.
Köprüçay, Serik’e bağlı Boğazkent köyü yakınlarında sakin bir akışla tek ağızdan Akdeniz’e dökülüyor. Burada birçok balıkçı barınağı bulunuyor.
Kesme köyünde yeni gelin Zülfü Çakmak yöresel gelinliğini, gelenekler gereği bir süre üzerinden çıkarmayacak. Günlük işler sırasında bile gelinlik üzerinde olacak.
İsimsiz Kanyon’dan Köğes mevkiinde çıkan çay, Oluk Köprü Kanyonu’na girmeden önce bir “yerköprü”ye giriyor. Burada çay yatağını kapatan taş kütlelerinin arasından yeraltına inen çay 15-20 metre sonra tekrar yeryüzüne çıkıyor. Burası nehrin karşı yakasına geçilebilen doğal bir köprü.
Köprüçay’da serpme ağ ile balık da tutuluyor.
Restore edilerek araç geçişine açık hale getirilen Roma devri eseri tek kemerli Oluk Köprü kanyon çıkışında iki yakayı birleştiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder