BALKAN TURLARINDA ŞOK FİYAT 399€!!

BALKAN TURLARINDA ŞOK FİYAT 399€!!
Ankara çıkışlı Balkanlar Turu

23 Nisan 2015 Perşembe

Kesfedilmeyi Bekleyen 8 Hayalet Kasaba

Keşfedilmeyi Bekleyen 8 Hayalet Kasaba

Eski bir ticaret merkezinden sular altında kalan kasabaya, dünyanın en yalnız mekanlarını keşfedin.


Nasıl terk edildikleri hakkında hepsinin farklı hikayeleri olsa da, zamanın içinde kaybolmuş bu kasabaların ortak yanı, insanların hayal güçlerini canlandırmaları ve onları keşfetmeye itmeleri. Suya batmış kasabadan ıssız çöllere, dünyanın en yalnız mekanlarını bulduk.
1. Chinguetti, Moritanya
Nasıl terk edildi? 13. yüzyılda İslam dini açısından önemli bir ticari ve dini merkez olan mekan, etkileyici bir görüntüye sahip olan camisi ve kütüphanesiyle ünlü.
Ziyaret edebilir miyiz? UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilen bölge, turist ziyaretlerine açık.
Ne kadar ıssız? Çölde bir devenin üzerinde amaçsızca dolaşır gibi takılın ve labirent benzeri ıssız sokakları keşfedin.
2. Pripyat, Ukrayna
Nasıl terk edildi? 1986 yılında gerçekleşen Çernobil nükleer faciasından sonra gerçek bir hayalet kasaba olan Pripyat, adeta kıyamet temalı bir filmin setini andırıyor.
Ziyaret edebilir miyiz? Ukrayna hükümetinden özel izin alarak ve radyasyonun tehlikeli olduğu bölgelerden sakınarak ziyaret etmek mümkün.
Ne kadar ıssız? Radyasyondan dolayı kimse yaşamıyor ve turistik aktiviteler çok sınırlı boyutta.
3. Bodie, Kaliforniya
 Nasıl terk edildi? 1800’lü yılların sonuna kadar gerçek bir madenci kasabası olarak varlığını sürdüren Bodie, daha sonra Kaliforniya Eyalet Parkları Sistemi’ne dahil edilince boşaltıldı. Bütün binaları korunan ama insandan arındırılan kasaba, Western filmlerinden fırlamış gibi duruyor ve “hayalet kasaba” lakabını gerçekten hak ediyor.
Ziyaret edebilir miyiz? Kasaba ziyaret edilebiliyor ama bölge koruma altında olduğu için çevrede hiçbir ticari yapı yok.
Ne kadar ıssız? Ara sıra uğrayan turist grupları dışında kasabaya ayak basan hiç insan yok.
4. Kolmanskop, Namibya
 Nasıl terk edildi? Almanların Afrika macerasının bir parçası olan kasaba, 1900’lü yılların başında inşa edilmiş ve 1954 yılında ise tamamen terk edilmiş. Kolmanskop, bugün çölün insafına kalmış ve her geçen gün daha çok kuma gömülen bir hayalet kasaba.
Ziyaret edebilir miyiz? Kasaba çevresinde dolanmak mümkün.
Ne kadar ıssız? Gerçek anlamda bir hayalet kasaba.
5. Consonno, İtalya
 Nasıl terk edildi? 1960’lı yılların başında İtalyan yatırımcı Mario Bagno tarafından adeta İtalyan Las Vegas’ı olarak yaratılan kasaba, uzun süre Avrupalı ve İtalyan zenginlere lüks eğlence hizmetleri verdi. 1976 yılında yaşanan bir toprak kayması sonucu kasabanın yolu yok olunca burası ulaşılamaz hale geldi ve bir süre sonra da kapandı. 2007 yılında bakımevi olarak hizmete açılan bazı binalar ise iş yapmayınca tekrar kapanmak zorunda kaldı. 
Ziyaret edebilir miyiz? Kasaba ve çevresi halka açık değil.
Ne kadar ıssız? Adada sadece bir bekçi var ve bölgede dolaşan gezginlere hiç de iyi gözle bakmıyor.
6. Michigan Merkez İstasyonu, Detroit
 Nasıl terk edildi? 1913 yılında ABD’nin Orta Batı bölgesindeki ana demiryolu geçidi olması için inşa edilen bina, daha sonra Detroit ekonomisinin düşüşe geçmesiyle işlevsiz kaldı. 1980’li yılların sonuna doğru istasyondan ayrılan son trenden sonra bina terk edildi ve bugün sadece Hollywood filmlerinde (Transformers, Four Brothers) set olarak kullanılıyor. 
Ziyaret edebilir miyiz? Özel izinler alarak sınırlı bir ziyaret yapmak mümkün.
Ne kadar ıssız? Arabayla yanından geçebilirsiniz.
7. Reschen Gölü, İtalya
Nasıl terk edildi? Özellikle, yarısı hala suyun üzerinde duran çan kulesi ile tanınan Reschen, 1939 yılında kasabanın iki yanındaki gölleri birleştirmek üzere başlatılan bir proje sonucu 1950 yılında tamamen sulara gömüldü. Kasabaya ait 163 ev ve 523 hektar arazi halen sular altında.
Ziyaret edebilir miyiz? Gölün donduğu dönemlerde üzerinde yürümek ve çan kulesinin yanına ulaşmak mümkün.
Ne kadar ıssız? Kasaba bir gölün dibinde ve ciddi anlamda ıssız.
8. Oradour-sur-Glane, Fransa


Nasıl terk edildi? İkinci Dünya Savaşı’nın önemli olaylarından birine tanık olan köy, savaşın acılı günlerini unutmamak için terk edildiği 1944 yılından beri olduğu şekilde korunuyor. 

Ziyaret edebilir miyiz? Evet, köy turist ziyaretlerine açık.
Ne kadar ıssız? Oldukça ıssız.

11 Nisan 2015 Cumartesi

Hayvanlara Selfie Cektiren Adam

Hayvanlara Selfie Çektiren Adam

Afrika’da hayvan fotoğrafları çeken William Burrard-Lucas’ın çok özel karelerini görmeye hazır olun.

Son yıllarda selfie modası iyice yayıldı. Ama internette her baktığınız yerde ördek suratlı insanların birbirine benzeyen pozlarını görmekten sıkıldıysanız size vahşi doğadan pek de alışık olmadığınız bu fotoğraflara göz atmanızı öneririz. Eğer daha önce yayınladığımız Vahşi Hayvanlarla Göz Göze haberi ilginizi çektiyse, bu yazıyı da soluksuz okuyacaksınız. 

William Burrard-Lucas’ın kamerasını bir maymuna doğrulttuğu o ana tanıklık edelim derken beklediğimizden de fazlasını yakaladık ve kullandığı malzemelerin hayvanlar tarafından ne kadar sevildiğine şahit olduk. Bu kadar yakınlaşma bazen tehlikeli de olabiliyor. (Lucas'ın bir defasında bir su aygırı ile yaşadığı macerasında olduğu gibi.) 
Evet, ilk soru şu: Hayvanlara nasıl bu kadar yaklaşabiliyorsun? Süper güçlerin mi var yoksa kamuflaj falan mı kullanıyorsun?

Hayır. Bu karelerin çoğunu kendi icadım olan ve “BeetleCam” adını verdiğim tekerlekli bir düzenek sayesinde çekiyorum. Üzerine kamera monte ettiğim bu uzaktan kumandalı cihaz sayesinde 90 metre ötede güvenli bir bölgede durarak kameramı hayvanların çok yakınına kadar konumlandırabiliyorum. Bu tür cihazlar yapmak da fotoğrafçılığın yanında öğrendiğim bir meslek gibi oldu aslında…



 Bir aslana, onu öpecek kadar yaklaşmıyorsun yani?
Bir defasında bir aslana aracın penceresinden uzanarak dokunabilecek kadar yaklaşmıştım ama bu normal bir durum değildi. Aslında bazı hayvanların burnunun dibine kadar yaklaşmak mümkün. Mesela mirketler insanlara çok alışıklar ve çok yakınlarına kadar yaklaşmanıza izin veriyorlar.


Gerçekten yakın...

Mirketler takım halinde yiyecek aramaya çıkarlar. Bir tanesi arka ayaklarının üzerine kalkar ve onlara yaklaşabilecek yırtıcılara karşı nöbet bekler. Nöbetçi ne kadar yüksek bir kaya veya ağacın üzerine çıkarsa, görüşü de o kadar açık olur. Bu yüzden eğer onlara çok yakın bir pozisyondaysanız, siz de onlar için bir kaya işlevi görüyorsunuz.

Senin çektiğin bazı hızlandırılmış görüntüler de var…

Evet. O zamanlar Serengeti’deydim ve büyük bir Afrika antilobu göçünü takip ediyordum. Görüntü gerçekten çok etkileyiciydi ve hızlandırılmış çekim, etkisini daha da arttırdı.

Fotoğraf çekmekten en çok keyif aldığın yer neresi?
Bugünlerde Afrika’da çalışıyorum ve genellikle Zambiya, Tanzanya, Kenya ve Etiyopya’da çekimler yapıyorum. Falkland ve Komodo adalarında da bulunmuştum.

Sadece hayvanların mı fotoğrafını çekiyorsun?

Ben genellikle koruma alanlarında fotoğraf çekiyorum ve dolayısıyla oradaki çevreyi ve çalışan insanları da kayda geçiriyorum. Mesela şu anda Etiyopya kurtlarını ve fotoğraflanması çok zor olan yaban köpeklerini korumaya alan bir organizasyonla beraber çalışıyorum.

BeetleCam hangi hayvanlar için daha kullanışlı sence?

Kesinlikle yırtıcılar. Onlar doğadaki en meraklı canlılar ve mutlaka hareket eden kameranın yakınına girip ne olduğuna bakıyorlar. Antilop gibi daha ürkek canlılar, BeetleCam hareket edince kaçmaya başlıyorlar. Onlar için de genellikle geceleri yerleştirdiğim harekete duyarlı kamera tuzakları kullanıyorum.

 Tehlikeli gibi gözüküyor. Zor iş.
Bütün bunları yapmak için uzun bir güne ihtiyacım var. Güneş doğmadan uyanıyorum ve gün içerisinde hayvanları bulabileceğim yerler aramaya başlıyorum. Güneş tepeye çıkıp, ışık sertleşmeden önce fotoğraf çekmem lazım ya da akşam güneşini beklemek zorundayım. Tabii bir yandan da, gece devreye girecek olan kamera tuzaklarını yerleştirmem gerek. Gün sonunda kendimi gerçekten çok yorgun hissediyorum.
 Tehlikeli hayvanlarla fazla yakınlaştığın oldu mu hiç?
Bir kere Zambiya’da bir gergedan ile böyle bir şey yaşamıştım. Daha önceden huyunu bildiğimiz bir dişi gergedanın fotoğraflarını çekecektim ama bu defa ona kendimizi belli etmeden yanaştık ve onu sinirlendirdik. Bize doğru hareket ettiğinde hepimiz kendimizi en yakınımızdaki ağacın tepesine attık ve beklemeye başladık. Neyse ki gergedanların görüş açısı o kadar iyi değildi de kısa süre sonra tehlike geçti.
Bir defasında da bir su aygırı ile karşı karşıya kalmıştım. Su aygırları Afrika’da her yıl aslanlardan çok daha fazla insan öldüren tehlikeli bir tür fakat o gün o tehlikeli anı fotoğraflamayı başardım.

 
Geçen yıl bir fotoğrafçı, deklanşöre bir maymun bastığı için fotoğrafın haklarını kaybetmişti. Sen fotoğraflarını kendin çekiyorsun değil mi?
Evet, kesinlikle! Kamera tuzaklarında gece çekilen fotoğraflar bile bana ait. Hayvanlar sadece kamera karşısında duruyorlar, geri kalan her iş bana ait.


Vahsi Hayvanlarla Goz Goze

Vahşi Hayvanlarla Göz Göze

Dünyanın en yırtıcı hayvanlarının nasıl bu kadar yakından fotoğraflandığını merak ettiniz mi hiç?


Macera fotoğrafçılığının rüya gibi bir meslek olduğu düşünülebilir ama bu işi yapmak için yoğun bir çalışma, yetenek ve alışılmadık teknikler ile aranızın iyi olması lazım. 
Aslanlarla yakın çekim


Fotoğrafçı Chris McLennan bu kareyi çekmek için aslanların burnunun dibine kadar girmedi elbette. Uzaktan kumanda edilebilen Car-L adlı araçla vahşi hayvanların çok yakınına kadar yanaşmak mümkün.

Bu tür işleri uzaktan halletmek her zaman iyidir çünkü sekiz tane aç aslanın arasına dalıp canlı çıkmak pek olası değil. Zaten meraklı dostlarımız da Car-L’yi biraz yokladıktan sonra yiyecek bir şey olmadığını anladılar ve ilgilerini kaybettiler.
Bak şu lemura!
Madagaskar’daki lemurlar alışılmış yırtıcılardan çok farklı bir karaktere sahipler. İnsanlardan fazla çekinmeyen bu sevimli yaratıklar çoğu zaman fotoğrafçıların yakınına kadar çekinmeden sokulurlar. Vakona’daki bu halka kuyruklu lemur da fotoğrafçımızla yakın bir ilişki içerisinde. Hatta fazla yakın…
Ne kadar mı yakın? Muhtemelen selfie çekecek kadar... Fotoğrafçı Simone Sbaraglia’nın kamerasına kafasını sokan bu lemur tahminen objektifteki yansımasına bakıyor.

Aslanla biraz yiyecek paylaşalım

Fotoğrafçı William Burrard-Lucas vahşi hayvanlarla yakın plan çalışmaya alışık.
Yukarıdaki gibi fotoğraflar genellikle uzaktan kumandalı küçük araçlar sayesinde çekilebiliyor. Fotoğrafçıların, özellikle aç hayvanlara fazla yaklaşması hayatlarını tehlikeye sokabilir. İlla burnunun dibine gireceğim diyorsanız da karınlarını biraz doyurmanız şart.
Bir köpekbalığı ile yüzelim
Evet, bu bir büyük beyaz köpekbalığı ve fotoğrafçı Amos Nachoum’un hiçbir koruması yok. Peki amaç ne? Nachoum bu hayvanların insanlar için tehlikeli olduğu efsanesini yıkmak için uğraşıyor.
Peki başarılı oldu mu? En azından bu denemede sağ kalmayı başardı. Amos bu kare için geniş açılı bir objektif yerine standart 50mm’lik bir lens kullandı. Yukarıdaki fotoğraf ise "Uçan Hançer" lakaplı wingsuit pilotu Jeb Corliss tarafından çekildi.
Bir kutup ayısının fotoğrafını çekelim
Birkaç küçük önlemden sonra fotoğrafçı Amos Nachoun en sonunda bir kutup ayısına yaklaşmayı başardı. Yanında uzaktan kumandalı bir araç olmasına rağmen, iki İnuit rehberinin de yardımıyla rüzgarı karşısına alan Amos, bu yakın çekimi başarıyla gerçekleştirdi.






















4 Nisan 2015 Cumartesi

Sadece Sualtinda Gorebileceginiz 10 Gizemli Heykel

Sadece Sualtında Görebileceğiniz 10 Gizemli Heykel

Deniz kızlarından Yunan tanrılarına, dünyanın en ilginç sualtı heykellerini keşfedin.

Dünyada türünün tek örneği olacak bir selfie çektirmek ister misiniz? Ne de olsa her gün sualtında bir deniz kızı heykeline veya ellerini yüzeye doğru açmış bir İsa heykeline rastlamak mümkün değil. Bazıları film seti olarak kullanılan, bazıları da başka amaçlar için oraya yerleştirilen bu heykellerin en büyük ortak noktası, artık okyanusları koruma fikrine hizmet ediyor olmaları.
Sualtındaki kadınla buluşun
 Grand Cayman’deki Amphitrite heykeli
“Sualtında parlayan harika bir yapıt” diye anlatıyor Sunset House Resort yöneticisi Keith Sahm. Adanın güneybatı ucunda, sahilden 50 metre açıkta ve 15 metre derinlikte bulunan 272 kiloluk heykel hemen her seviyedeki dalgıcın rahatlıkla ulaşabileceği bir konumda.
Muhafıza dikkat edin!
Grand Cayman’deki “Resifin Muhafızı” heykeli 
Bazılarına göre suyun altına dalıp muhafızı öpmek şans getirebiliyormuş. En azından, bölgedeki bir scuba mağazasının sahibi olan ve heykeli oraya diken Nancy Easterbrook öyle söylüyor. Hikâyeleri seven Easterbrook’a göre, heykeltıraşları aynı olan deniz kızı ve muhafız heykeli adeta kardeş olmuşlar ve yunuslar gibi suyun altından haberleşiyorlar.
Sualtında bir müze ziyaret etmek ister misiniz?

MUSA veya “Museo Subacuatico de Arte”, Cancun – Meksika

“Güneş doğduğunda ve heykelin etrafında büyüyen süngerlerin renkleri ortaya çıktığında muhteşem bir manzara beliriyor,” diye anlatıyor heykeltıraş Jason deCaires Taylor. Sualtında 500’den fazla gerçek boyutlu heykeli bulunan Taylor’ın eserleri Cancun’daki Isla Mujeres ve Punta Nizuc’ta bulunuyor.


Taylor herkese, bu müzeyi tam anlamıyla gezebilmeleri için scuba dalış eğitimi almalarını öneriyor. Çünkü suyun içerisinde yerçekiminden kurtulabilir ve üç boyutlu bir hareket kabiliyeti ile müzedeki eserleri çok farklı mesafe ve açılardan görebilirsiniz.
Sualtındaki en büyük heykel
Okyanus Atlası, Bahamalar
Dünyanın en büyük heykeli olan Okyanus Atlası da yine Jason deCaires Taylor’ın eseri. 60 ton ağırlığındaki heykel, okyanusların korunmaya muhtaç olduğunu simgeliyor. Taylor, yakınlarda bulunan ve resifi kirleten bir rafineriden şikayet ediyor. Turistlerin gelip bu kirliliği gördüğünü ve bunun da rafineri üstünde bir baskı yaratma adına olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyor.
Sualtındaki kutsal mekan
Christ of the Abyss heykeli, Portofino – İtalya
Scuba dalgıçlığı alanındaki öncülerden olan Dario Gonzatti’nin 1947 yılında hayatını kaybettiği noktaya dikilen 2,5 metre yüksekliğindeki bronz heykel, İtalyan heykeltıraş Guido Galletti tarafından yapılmış. Yüzeyin 10 metre altında yer alan heykel, bölgeye gelen hemen hemen bütün scuba ve serbest dalışçıların uğrak noktası haline gelmiş.
Sualtındaki İsa
 Christ of the Abyss, Key Largo – Florida
Heykeltraş Galetti aynı kalıptan üç tane İsa heykeli yapmış. Heykellerden ikincisi, 1961 yılında batan M.V. Bianca C adlı yolcu gemisi anısına Grenada’da yatıyor. Üçüncüsü ise Key Largo’daki John Pennekamp Mercan Resifi Eyalet Parkı’nda bulunuyor. GPS koordinatları herkesin ezberinde olan heykeli görmek için size gereken sadece bir çift palet.
Sualtındaki Meryem

 Sualtındaki kutsal mekan, Bohol – Filipinler
2010 yılında, bölgede dinamit ve siyanürle yapılan kaçak balıkçılıkla mücadele için gerçekleştirilen projede, Bien Unido Bariyer Resifi Sualtı Parkı’na 4 metre boyunda bir “Meryem ve Genç İsa” heykeli indirildi. Böylece mekan, dini ziyaretlerin yapıldığı bir bölgeye dönüşmüş oldu.
Sualtındaki gizemli şehir
 Yonaguni, Ryukyu Adaları – Japonya
Asya’nın Atlantisi olarak bilinen bu bölge aslında, Okinawa açıklarında bulunan bir dizi kum taşı oluşumu. Hassas açılara ve düzgün şekillenmiş dev basamaklara sahip olan yapının doğal mı yoksa insan yapısı mı olduğu hala tartışılıyor. Eğer insan yapısıysa, suyun 5 metre altına nasıl yapıldığı da ayrı bir merak konusu.
Hollywood tarihine bir göz atın



Sahte Maoi, Paskalya Adası – Şili

Şili açıklarında yer alan Paskalya Adası’nın gizemli heykellerini bilmeyen yoktur. Bu heykel ise su altında yatmış ve suyun yüzeyine bakıyor ama onun zannedildiği gibi antik bir değeri yok. Kevin Costner’ın prodüktörlüğünü yaptığı 1994 yapımı Rapa-Nui adlı filmden geriye kalan bu dekor, bugünlerde dalgıçların ziyaret etmekten keyif aldığı oldukça popüler bir mekan.










Tatil Plani Yapmadan Once Bu Listeye Goz Atin

Tatil Planı Yapmadan Önce Bu Listeye Göz Atın!

Seyahat rotanıza hemen eklemeniz gereken sıra dışı yerleri sizin için listeledik.


Kayaların tepesine kurulmuş tapınaklardan insan eliyle yapılmış en büyük Buda heykeline, dünyanın bize sunduğu sıra dışı güzellikleri listeledik. Seyahat rotanızı renklendirmeye var mısınız? 
İnanılmaz kar canavarlarına bakın!

Yamagata, Japonya
Sanki bir film sahnesinden fırlamış gibi duran bu yer şekilleri, kar üzerinde sürüne sürüne ilerleyen kar canavarlarını andırıyor.
Japonya’daki volkanik Zao Dağı’nda yer alan Zao Onsen kayak merkezi, “Kar canavarı” olarak da adlandırılan donmuş ağaç ormanlarını barındıran dünyadaki tek mekan.
Okyanusun ortasındaki tapınak
Tanah Lot tapınağı
Muhteşem körfezin ortasındaki yemyeşil bir adada yer alan Tanah Lot tapınağının inanılmaz bir manzarası var. Adeta su üzerinde yüzüyor gibi görünen adanın kendine has görüntüsü, “mistik” kelimesini tam anlamıyla ifade ediyor.
Adanın zaman içinde kaybolan üçte birlik kısmı daha sonra insan eliyle tekrar inşa edilmiş ve hem turistlerin, hem de tapınaklarına gözleri gibi bakan yerel halkın hizmetine sunulmuş.
Dev masaüstü
Roraima Dağı, Guyana
Masallarda anlatılan görkemli şelalelerin, yalçın kayalıkların bulunduğu ve vahşi doğa örtüsünün hüküm sürdüğü kayıp dünyayı aramayı düşünüyorsanız tam yerine geldiniz.
Havadan bakıldığında dümdüz bir masa gibi görünen Roraima Dağı’nın yerel dildeki adı, “Tanrıların Evi” anlamına gelen Tepui. Dağın yüksek kesimlerine çıkmayı, dini inanışlarından dolayı uğursuz sayan ve bulutların arasında yaşadığına inandıkları garip yaratıkların intikamından korkan yerel Pemon halkı sayesinde Roraima’ya yüklenen mistik anlam daha da artmış.
Türkiye’de biraz ıslanalım
Traverten havuzları, Pamukkale
Masallardan çıkmış gibi gözüken bu teraslanmış yapı tamamen doğal bir oluşum ve gördüğünüz gibi ne pamuk ne de buzdan oluşuyor. Bölgedeki zengin sıcak su kaynaklarından beslenen yapı, suyun içindeki kalsiyum karbonatın zamanla tortu olarak çökmesi sonucu oluşmuş. Havuzlardaki 35,6 derecelik su hemen her mevsimde insanların içine girip keyif sürmesine olanak sağlıyor.
Dev Buda’nın yanında dua edin
 Leshan Dev Buda Heykeli
Çin’deki Min, Qingyi ve Dadu nehirlerinin kesiştiği sarp bir noktada bulunan dev buda heykelini görmeniz çok zor. 713 yılında başlayan inşaatı 803 yılında tamamlanan bu dev heykel, 90 yıllık emeğin ürünü. Bir parmağı yaklaşık 3 metre olan heykel, 71 metrelik yüksekliğiyle bugün hâlâ dünyanın en büyük Buda heykeli.
Karlarla kaplı harikalar diyarının üzerinden balonla uçun
 Kış vakti Kapadokya, Türkiye
Petek gibi delikli dokusu ve onbinlerce yılda oluşan tuhaf yer şekilleriyle adeta bir peri masalından fırlamış gibi duran Kapadokya, hem coğrafi yapısı hem de tarih boyunca ev sahipliği yaptığı uygarlıklarla adeta nefes kesen bir bölge. Kapadokya, yumuşak kaya yapısı sayesinde yer altında sayısız antik tüneller barındırıyor ve yerel halk hâlâ kayaların içine oyulmuş mağaraları mesken olarak kullanıyor.
Kendinizi James Bond gibi hissedin
Hashima Adası, Nagasaki – Japonya
Nagasaki’nin 15 kilometre açığındaki insansız adayı James Bond serisinin Skyfall filminden hatırlayacaksınız.
19. yüzyılın sonlarında sualtındaki kömür madenlerine ulaşmak için kullanılan ada, endüstrileşen Japonya için uzun süre önemini korumuş. 1974 yılına kadar kullanılan kale görünümlü Hashima Adası daha sonra tamamen boşaltılmış ve 2000’li yılların başında turistik amaçlı olarak tekrar hizmet vermeye başlamış.
Eğer James Bond gibi adaya macera için gitmek istemiyorsanız, günübirlik yapılan turlara katılarak bu ilginç yapıyı gezebilirsiniz.
Dünyanın oluşumuna tanık olun
Ogasawara’daki volkanik ada, Japonya
Fotoğrafın sağ tarafında görebileceğiniz küçük kahverengi benek aslında orada bulunan Nishinoshima adasından geriye kalan küçük bir parça. Kasım 2013’ten bu yana püsküren lavlar sayesinde ada, normal büyüklüğünün sekiz katı kadar daha büyümüş ve 1,58 kilometrekare büyüklüğe ulaşmış.
Taş ormanında bir gezintiye çıkın

Tsingy de Bemaraha, Madagaskar
Fotoğrafçı Olivier Grunewald ilginç yerlere seyahat etmeyi seviyor. Bundan önce üç defa gittiği Madagaskar’a tekrar gitme nedeni de tam olarak bu. Bu kez de Tsingy de Bemaraha’yı yani Taş Orman’ı fotoğraflamak için adaya giden Grunewald, labirenti andıran taş zirveler ve derin çatlaklardan oluşan bu manzarayla dolu harika karelerle adadan geri döndü.
Tibet tapınağını ziyaret edin

Key Gompa, Spiti – Tibet

Denizden yüksekliği 4.200 metre olan Spiti nehrinin kenarında kurulu olan bu tapınak Tibet Budistlerine ait. 11. yüzyılda kurulduğu günden bu yana keşişlere ev sahipliği yapan manastırı 2000 yılında, milenyum nedeniyle Dalai Lama da ziyaret etmişti. Manastır hâlâ aktif ve Manali’den Kali’ye yapılacak 210 kilometrelik bir otobüs yolculuğuna katlanabilen her ziyaretçiye de kapıları açık.


Dünyanın En Tuhaf  10 Yeri için tıklayınız....

Seyahat Rotanıza Ekleyebileceğiniz 10 Yer  için tıklayınız.. 


En uygun Oteller - %50ye Varan İndirim!!!

2018 ERKEN REZERVASYONU KAÇIRMAYIN

İlginizi çekebilir...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

bizi takip edin...

ilginizi çekebilir