....Eskiler
Derki:" Kim Pisidya'nın başkenti Sagolosos’a Angora'dan
göçmen kervanıyla gelirse iki gün sonra günbatımında Epiktekos’un
büyük gölgeli insanlar yurdunda kendini bulurmuş. "
Oraya vardığınızı size söyleyecek saman şapkalı çiftçiler olmaz, orda saban
çeken yorgun omuzlu öküzler, tembel bir balıkçı teknesinde hayal kuran
türkuaz bir şarkı bile bulamazsınız.Kırsal Bozkırların sürme gözlü eşekleri,
balçık deresinden yeni çıkmış çangal boynuzlu camuzlar da
yoktur.Buraların büyük mabetleri olmaz ,kızıl bir elma gibi pişkin
güneşleri, kentleri izleyen heykelleri, bronzdan dökme büyük anıtları,
martılardan iham alan pastorel tabloları yoktur.Ne saat kuleleri ne
aşınmış sundurmasında vurulan esrik gonglar ne de kilise çanlarında
pinekleyen yaşlı kargalar ortada görününür.
Sadece
yeni dövülmüş bir boza gibi kendir renkli yoğurtları ve çabuk soğumasın diye
üzeri sarılmış tandır ekmekleri vardır.Eğer havayı koklarsanız ;
kalaylanmış soba, tandır külü, ,kaynatılmış salça, mandaldaki
çamaşırları dalgalandıran nemli rüzgarların getirdiği gül ve lavanta kokusuna
kadar birçok latif koku aromasını alırsınız Bu kokular öyle sıcak
bir albeniyle sokulur ki, elinizde olmadan merak edip peşine uslu uslu
düşüverirsiniz. Taki gözünüzü bambaşka bir düş dünyasında açana kadar.Bu öyle
bir masal ki içinde hayel edebileceğiniz her şeyi bulmanız mümkün.Antik
Roman’nın mirasıyla dolu iç ferahlatan güzelliklerle dolu Yazılı
Kanyondan, Sagalassosa, Göl kenti Eğridir’den Nasrettin Hoca yadigarı
Akşehire kadar bahar gezilerinin en sıra dışı parkularıdan biri olan bu program
için en elverişli mevsim kuşkusuz ki ilkbahar; fakat sonbaharda buraları
gezmeninin zevki bir başka güzel.
Bu
programımızda doğa ve kültür gezilerin en güzel seçkilerini bir
arada bulacaksinız.Bir taraftan kentlerin belleğinde geçmişin izlerini
keşfederken birden bire doyumsuz bir patikada kendinizi doğa yürüyüşü yaparken
bulacaksınız.Görmeye değer bir çok doğa güzelliğinde panaromik
görsellerle fotoğraf albümünü zenginleştirebilirsiniz. Öylese vakit
kaybetmeden gezimize biran önce başlıyalım.
Tur Programı için ankaradan
saat 23:30 gibi yola çıktığımızı varsayarsak yolculuk süresince izleyeceğimiz
yol güzergahı Polatlı Yunak , Akşehir, Eğridir, Kovada Gölü Yazılı Kanyon
istikametinde olmalıdır.
6 buçuk saatlik (400km) bir
yolculuğun ardından kahvaltımızı ilk durağımız olan Türkiye’nin ilk Milli
Parkı Kovada Gölü Milli Parkı’na nihayet sabah 07:00 sularında varış…
Muhteşem doğada restoranımızdaki köy kahvaltısı ikramımız aldıktan sonra
göl kıyısında yürüyüş ve fotoğraf çekimi için serbest zaman veriyoruz..
Kahvaltımızı yaptıktan sonra bir taraftanda Kovada gölünü keşfediyoruz.İsterseniz
keşfimizi Kovada gölünden biraz bahsederek pekiştirelim.Genel itibariyle
Kovada Gölünden bahsedersek özet olarak şunları söyleyebiliriz.Konum
olarak, Akdeniz bölgesinin Isparta içerisindeki bu güzel gölümüz 1970
yılında Milli Park ilan edilmiştir.6.551 hektar büyüklüğündeki bu gölümüz
Eğirdir Gölü’nün devamı ve uzantısı şeklinde , sığ kesimlerinin
alüvyonlarla dolarak ,karstik-tektonik bir polye şeklinde jeolojik oluşumunu
tamamlayan bir oluşuma sahiptir.Eğirdir ve Beyşehir Göllerinde olduğu gibi
turkuvaz mavisi sularıyla göz alıcı bir güzelliğe sahiptir.Bitki örtüsü
olarak Kızılçam, endemik bir ağaç türü olan Kasnak meşesi ve çınar gölde
görülebilen başlıca ağaç topluluklarındandır.Ayrıca milli park, sazan,
tatlı su levreği ve ıstakozu göl fauna çeşitleriyle ile karasal yaban
faunası ise Keklik ve Çulluk tilki, sansar, yaban domuzu,Yaban Ördeği, Kaz,
Angut gibi hayvan türlerine ev sahipliği yapar.Bakmaya doyamayacağımız bu
güzellikle verdiğimiz serbest zamanın ardından vedalaşıyoruz. saat 09:30 gibi
bir sonraki durağımız olan Yazılı Kanyona hareket ediyoruz.Yazılı Kanyona 45
dk.lık bir yolculuktan sonra saat 10:15 gibi varıyoruz.Yine bambaşka bir
parkurdayız.Burayı keşfetmek için sabırsızlanmakta haklısınız.Çünkü görmeye
değer bir tabiat güzelliği karşımızda.Burada yapılabilecek en iyi şey doğa
yürüyüşü yapmak ve bol bol fotoğraf çekmek.Ama her zaman olduğu gibi bu doğa
harikasını sizlere tanıtalım önce.
Yazılı Kanyon 1989 yılında
tabiat parkı ilan edilmiş. Çandır köyünün hemen dışında Isparta ili Sütçüler
ilçesinde bulunan Yazılı Kanyon, tarihi kültürel özellikleri coğrafik konumu
olarak gezginler için cazip bir bölge. Antik dönemlerde Perge’den Pisidia
Antiokheia’sına (Yalvaç) uzanan antik bir yol üzerinde bulunan kanyon(Aziz
Paul, Perge'den Pisidia Antiocheia'ya giderken bu kanyondan geçmiş)
hıristiyanlar ve din turizmi için de kutsal yerlerden birisi sayılmakta.
Yazılı Kanyonun bu ismi
alma sebebi kanyonda büyük bir kaya üzerinde eski yunan şairlerinden Epiktetos'
e ait “Hür İnsan Üzerine Bir Şiir”'inin yer almasıymış.Oldukça anlamlı
mısralardan oluşan bu şiirin bir çevirisini bu yazımda paylaştım.dilerseniz
pasajın altındaki bu şiiri okuyabilirsiniz.
Dilerseniz biraz da
yazılı kanyonun jeolojik özellikleri ve coğrafik oluşumundan sizlere bahsederek
yazımıza devam edelim.Yazılı Kanyon suyunu göksu ırmağından alır.
Değirmendere Çayı vadisi içinden geçerek Karacaören Baraj Gölü’ne dökülür.
Yaklaşık uzunluğu 10 km. Jeolojik olarak kireçtaşlarında oluşan kırıklar
boyunca gelişen karstlaşma (erime) söz konusu kanyonun oluşmasını sağlamış.
Değirmendere Çayı, kanyon içinde irili ufaklı bir çok cepler (kazanlar) görmek
mümkün.Tabiat parkının başlıca bitki türleri olarak ağaçlardan;kızılçam,
kızılağaç, saçlı meşe, çınar, ardıç, ceviz, keçiboynuzu, zeytin ağaçcıklardan;
sandal, defne, tesbih, sakız, alıç, zakkum çalılardan; mersin, karaçalı,
katırtırnağı, yabangülü otsulardan;laden, sarmaşık ve eğreltiler bulunmakta.
Yaban hayatı sakinlerinden ise domuz, yabankeçisi, tilki, porsuk, su samuru,
tavşan, sincap, kartal, kızılakbaba, doğan, güvercin, üveyik ve kekliğe
rastlanmakta
Hür İnsan Üzerine Bir Şiir
Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek:
Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir
Kişi hürriyetinin ölçüsü bizzat kendi doğasında bulunur
Ve kararında içtenlikliyse hür kişi ,
Yüreğinde ise dürüstlüğü, işte bunlar asil yapar kişiyi
Ve bununla yücelir hür kişi hatalarla değil.
Ana-babadan gelen uydurma bir asaletten tat almaz o:
Zira ana-baba değildir hür insanı doğuran
Zeus’tur herkese ata olan ve de tek kök insanoğluna
Herkesin tek şansı vardır. O alır kader icabı beden güzelliğini
Budur soy güzelliği ve hür olma hali gerçek anlamda.
Ruhen köle olan ise sakınmaz kötü sözden, katmerli köle de olsa
Aşırılıktır şiarı bu kişinin, yüreğinde soysuzluk vardır
Ey yolcu, Epiktetos köle bir anadan doğmuştu, ama
Yüceydi herkesten, bir kartal gibi: bilgelikte ise takdire
şayandı ruhu
Söylemem gerekirse, tanrısal bir varlık doğurdu onu. Keşke şimdi
de (bu mümkün olsa)
Böylesine yararlı ve sevinç kaynağı bir insan
Tüm ünlü kişiler arasında köle bir anadan dünyaya geldi.
Epiktetos
buarada hatırlatmadan
geçmeyelim, Yazılı Kanyondaki gezimizin ardından öğle yemeğimizi Can Alabalıkta
alıyoruz.Buradaki programımımızın ardından çevre gezilerimizi tamamlayarak saat
18:00 sularında otele giriş ve konaklama..
3.GÜN
Eğirdir, Adalar, Burdur, Saggalassos, İslamköy, Akpınar Köyü,
Akşehir, Nasrettin Hoca, Dönüş Yolculuğu
Sabah kahvaltımızın ardından Heykeltıraşlığın başkenti
Sagalassos Antik Kenti’nin gezilmesi. Atabey İslamköy S. Demirel Demokrasi ve
Kalkınma Müzesi’nin gezilmesi sonrasında Eğirdir’e hareket. Göle nazır
otelimize yerleşme ve dinlenme akabinde Hızır Bey Camii, Can Ada, Yeşil Ada ve Eğirdir
Kalesi gezileri… Akpınar Köyü seyir terasında çay molası… Akşehir’e hareket.
Akşehir`de Gülmece Parkı ve Nasrettin Hoca Türbesi, Hıdırlık Tepe ve Akşehir
Evi`nin gezilmesi… Ankara’ya hareket. Akşam saatlerinde Ankara’ya varış.
Sabah kahvaltımızın ardından
45 dk.lık bir yolculuk sonrası Saggalassos Antik Kentine varıyoruz.
Karşımızda hayretten nefesimizi
kesecek güzellikte bir antik kent görüyoruz ve vakit kaybetmeden bu tarihi
mirası tanımaya başlıyoruz.Öyleyse ne duruyoruz hadi biraz bu kentten bahsedelim:MÖ
13000 civarında Gölcük Yanardağlarının patlaması sonucunda bölge coğrafyası
şekillenmeye başlamıştır. Batı torosların bir parçası olan Ağlasun
dağının güney eteklerinde, 1700 m yükseklikteki meyilli bir
arazi üzerine kurulu kentin kalıntıları 1706'da
Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilmiş ve
Sagalassos'ta arkeolojik kazılar 1990 'da başlatılmış.
Antik Yunan'da Pisidya' nın
başkenti olan bu şehrin çoğu yapısı kısmen ayakta kalabilmiştir. Bunların en
iyi durumda olanı ise özellikle tiyatro binasıdır.
Çeşmeleriyle meşhur dünyanın en
yüksek rakımlı, 9.000 kişilik tiyatrosuve kendine has kaya
mezarlarıyla bilinen Sagalassos'ta Trajan dönemine ait
Zeus,Ares, Hermes,Herakles ve Poseidon büstleri antik dmnem
eserleri mutlaka görülmelidir. Ayrıca, içinde pek çok havuz bulunan
romahamamının da iki katı korunmuş şekilde günümüze kadar ulaşmış.
Sagalassos'un
İmparatorluk döneminde önemli bir çömlek üretim merkezi olduğunu belirlemiştir
ve cam üretimi ile metajurjiye kadar uzanan yerel zanaat üretimininin tüm
izlerini görmek mümkündür.Kentin anıtsal merkezin doğu sınırında bulunan Neon
kütüphanesi ve Dorik çeşme evi şehrin sosyo-politik ve kültürel geçmişini
anlamak için görümesi gereken başlıca mekanlardan birisi.Sagalasostaki
gezimizin ardından 60 km (1 saatlik zaman )lik mesafede bulununan
İslamköye hareket ediyoruz.Buradaki köy gezimizin ardından Öğle Yemeği İçin
Eğiridire hareket ediyoruz.
Şimdiki durağımız iseIsparta
ili Atabeyilçesine bağlı bir köy. Köyün bilinen eski adı Doiantosmış.Sırtını
Gelincik dağına sırtını yaslamış, yüzünü Davraz Dağına dönmüş İslamköy Kasabası
1500 kişilik nüfusa sahip olup, deniz seviyesinden 950 metre yükseklikte.
aslından Karamanlıların
oturduğu adlarıyla ve dilleriyle tamamen Türk olan bu köy, 1692’de papazlarıyla
birlikte İslam dinine geçmiştir. Eski inancın kalıntısı kilise peçenek
artıkları ise, köyün yakınında hâlâ ayaktadırlar.
Ayrıca İslamköy kasabasında
Cumartesi günleri çevre ilçelerden ve köylerden gelenlerle bir pazar
kurulmaktadır. Aşağı Harman Camisi, Koca Camisi, Hıdır Camisi, Şehriban Hatun
Camisi iki tanede tarihi mescit bulunmakta.
Özellikle İslamköy'de
bulunan Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in doğduğu Ata
Evi olan Demirel Evi ve Demokrasi Müzesi ziyaret edilen yerler arasındadır.
Not:İslamköy
Eğiridir arası 30 km. civarındadır.buradaki gezimizde Hızır Bey Camii, Can Ada,
Yeşil Ada ve Eğirdir Kalesi gezileri… Akpınar Köyü seyir terasında çay molası
Eğer tur programında her şey
tam planlanan gibi giderse saat 12:00 civarı Eğridir Gölüne varırsınız.Eğridir
Gölü hem gezmek hemde güzel bir yemek yemek için elverişli bir
destinasyon..İsterseniz Eğridiri gezmeye başlamadan önce bölge hakkında biraz
sizlere bilgi verelim.Buradaki durağımız Türkiyenin 4. Büyük gölü olan Eğridir
gölü(468km2) tektonik bir göl olup bir boğazla iki kısma ayrılır.Tatlı su
kaynağı olup Birinci kısmına Hoyran Gölü ikinci kısıma ise Eğridir
Gölü adı verilir.Genelde camgöbeği renginde olan göl; günün de değişik renklere
büründüğü için halk arasında yedi renkli olarak anılmaktadırGöl kent merkezinin
içme suyu ihtiyacını karşılamakla birlikte , enerji üretimi, balıkcılık (özellikle
kerevit) üretiminde önemli bir potansiyele sahip olup içinde 2 adet
adacık bulundurur.Bu adacıklar Can ve Yeşil ada olarak bilinmekte.Şimdi gelin
biraz da bu adalardan bahsedelim.
Can Ada:Eğirdir ile Yeşilada arasında yer alan ve 7 dönümlük (7000 m²)
bir alana sahip olan küçük bir adacıktır. Yerleşim alanı olmayıp, çadır ve
karavan turizmi ile piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Atatürk ün Eğirdir'i
ziyareti sırasında Canada, 1 Şubat 1933 tarihli Belediye encümeni kararıyla
kendisine hediye edilmiş, daha sonra Atatürk ün mirasçılarına, onlardan da
Eğirdir Belediyesine geçmiştir.
Yeşil
Ada:Eğirdir'in en güzel turizm bölgesi olan adada, doğa güzelliklerinin
yanında Aya Stefanos Kilisesi gibi tarihi zenginliklerde bulunmaktadır. Yerli
ve yabancı turistlere hizmet veren balık lokantaları ve ev pansiyonculuğu ile
meşhurdur.
Hareket:
Not:2 saatlik bir yolculuktan sonra akşehirevarılır.Buyüzden Eğridir
Gölünden en geç 15:00 te hareket edilmelidir.
AKŞEHİR
Kuşkusuz Akşehiri gezmenin en güzel yolu bu ilçeyi Hıdırlık
Tepesi olarak bilinen En yüksek tepesinden meydanı kuşbakışı olarak
izlemek. Bizde öyle yapıyor ve aracımızı kent meydanına park ediyor ve
ardından yürüyerek kent meydanına tarihi Akşehir evlerini gezerek
keşfediyoruz.Akşehir Evlerini gezerken tarihi evlerin mimarisi dikkatimizi
çekiyor, Tarihi evlerin geçmişi en az 100 yıllık bir geçmişi saklıyor.Evlerin
giriş kapılarındaki bezemeler ve cumbalı estetik mimarisi ilgimizi çekiyor.Bu
rotayı direk olarak takip ettiğinizde Akşehir Evinine varırsınız.Akşehir evi
hem tarihi bir bina olması hem de geleneksel Akşehir yemekleriyle meşhur bir
mola yeri.Dolayısıyle uzun bir yolculuğun ardından burada yemek yemek
hemde hediyelik eşya alışverişi için ideal bir yer.Bu arada verilecek bir
serbest zamanda dileyenler karargah evini görmeye gidebilirler.
AKŞEHİRDE GEZİLECER YERLER:
BATI CEPHESİ KARARGAH MÜZESİ. NASREDDİN HOCA MEZARLIĞI VE TÜRBESİ.GÜLMECE PARKI
Karargah binası ilk kez 1905 da Belediye Başkanı Bostan Bey zamanında, Belediye Binası olarak inşa edilmiştir.Sakarya Savaşının kazanılmasından sonra Batı Cephesi Karargahı, Akşehir’e taşınmıştır.Burası Büyük Taaruza kadar 9 aylık bir sürede savaşın tasarlanıp planlandığı ve çok önemli misyonlar üstlenmiş önemli bir karargah binasıdır. Atatürk, birçok kez gelerek bu karargah binasında çalışmaları denetler ve büyük taaruz hazırlıklarını buradan yönlendirir.
BATI CEPHESİ KARARGAH MÜZESİ. NASREDDİN HOCA MEZARLIĞI VE TÜRBESİ.GÜLMECE PARKI
Karargah binası ilk kez 1905 da Belediye Başkanı Bostan Bey zamanında, Belediye Binası olarak inşa edilmiştir.Sakarya Savaşının kazanılmasından sonra Batı Cephesi Karargahı, Akşehir’e taşınmıştır.Burası Büyük Taaruza kadar 9 aylık bir sürede savaşın tasarlanıp planlandığı ve çok önemli misyonlar üstlenmiş önemli bir karargah binasıdır. Atatürk, birçok kez gelerek bu karargah binasında çalışmaları denetler ve büyük taaruz hazırlıklarını buradan yönlendirir.
Savaş zaferle sonuçlandıktan
sonra 1965 yılında, Belediyenin başka bir binaya taşınması üzerine, Müze olması
kaydıyla Bakanlığa bağışlanır. 2 katlı olan bina, taş temelli, tuğladan
yapılmıştır..Üstkat Atatürk’ün çalışma ve Büyük Taarruz karanının alındığı
oda,İsmet Paşa’nın balmumu heykeli, Büyük Önder’e hediye edilen ve kendisi
tarafından kullanılan eşyalar ve silahlar Karargahta çalışan subayların
biyografileri, Nutuk’tan alıntılar, levhalar, fotoğraflar, haritalar, belge ve
silahlar sergilenen eşyalar mutlaka görülmelidir.
GÜLMECEPARKI:Nasreddin Hoca Türbesinin yanındaki yer almaktadır.
Parkın orta yerinde kocaman bir de kazan var. 4 metre yüksekliğinde ve 6 metre çapında bakır bir kazan. Bu kazan: Ankara’da bakırcı ustalarına yaptırılmıştır.Bu dev kazan Guiness rekorlar kitabında yer almış. Sonra da Akşehir’in merkezi meydanına konmuş.
Parkta gülmece ustalarına ait heykeller göreceksiniz. heykeltıraş Cemil Güntepe’nin yaptığı bu heykeller yüzünüzü güldürecek anılar içinde keyifli bir olculuğa çıkacaksınız. Nasreddin Hoca 1284 yılında, 76 yaşında vefat etmiştir.Sonrada Akşehir’in en eski Selçuklu mezarlığına defnedildikten sonra mezarın üzerine, 6 sütuna oturan, kubbeli bir türbe yapıldı.
GÜLMECEPARKI:Nasreddin Hoca Türbesinin yanındaki yer almaktadır.
Parkın orta yerinde kocaman bir de kazan var. 4 metre yüksekliğinde ve 6 metre çapında bakır bir kazan. Bu kazan: Ankara’da bakırcı ustalarına yaptırılmıştır.Bu dev kazan Guiness rekorlar kitabında yer almış. Sonra da Akşehir’in merkezi meydanına konmuş.
Parkta gülmece ustalarına ait heykeller göreceksiniz. heykeltıraş Cemil Güntepe’nin yaptığı bu heykeller yüzünüzü güldürecek anılar içinde keyifli bir olculuğa çıkacaksınız. Nasreddin Hoca 1284 yılında, 76 yaşında vefat etmiştir.Sonrada Akşehir’in en eski Selçuklu mezarlığına defnedildikten sonra mezarın üzerine, 6 sütuna oturan, kubbeli bir türbe yapıldı.
Bugün Nasreddin Hoca
Mahallesinde, 80 dönümlük şehir mezarlığının ortasında bulunmaktadır. Mezar
taşında hocanın ölüm tarihi 1284 yazılıdır, ayrıca eski sütunların
üzerinde, Yıldırım Beyazıd’ın komutanının 1393 yılında, türbeyi ziyaret
ettiğine dair bilgileri görebilirsiniz. Hoca’nın türbesinin üstünde ise 4
satırlık, Türkçe bir kitabe ile beraber yapı üzerinde kocaman bir kilit
asılmışolmasıayrıcadüşündürücüdür.
12 sütun üzerine oturtulmuş, sivri külahlı yapının külahı metal levhalarla kaplıdır. Türbenin restorasyonu, en son olarak, Padişah II.Abdülhamit zamanında yaptırılmış. önce ahşap olan türbeye, mermer sütunlar ve mermer sanduka yapılarak restore edilmesi sağlanmıştır.Türbede yer alan kitabede, Hoca’nın ölüm tarihi olan 638 Hicri yılı, gülmece ustasına nazire olsun diye ters yazılmıştır.
12 sütun üzerine oturtulmuş, sivri külahlı yapının külahı metal levhalarla kaplıdır. Türbenin restorasyonu, en son olarak, Padişah II.Abdülhamit zamanında yaptırılmış. önce ahşap olan türbeye, mermer sütunlar ve mermer sanduka yapılarak restore edilmesi sağlanmıştır.Türbede yer alan kitabede, Hoca’nın ölüm tarihi olan 638 Hicri yılı, gülmece ustasına nazire olsun diye ters yazılmıştır.
Türbenin
hemen kıyısında: yerde, bir metal daire şeklinde plakette bulunduğunuz
yerin,dünyanın merkezi olduğu yazılıdır.
Buradaki durağımızın
ardından gülmece parkına doğru yola çıkıyoruz.10 dk.lık bir yürüyüşün
ardından gülmece parkına varıyoruz.Gülmece Parkında tarih boyunca Türk mizahına
katkıda bulunan büyük ustaların heykellerini göreceğiz.Burdan
sonraki durağımız Akşehir de mezarının olduğuna inanılan ünlü mizah ustası ve
Nasreddin Hoca nın mezarını göreceğiz.Mezarın girişinde yerde büyük bir sini
bronz üzerinde yazan “Dünyanın Merkezi Buradır” yazılı levhayı görmeden
gitmeyin.Buradaki gezimizi tamamalayarak Ankaraya doğru yola
çıkıyoruz.Yolda verilecek tek bir molanın ardından Akşam 22:30
civarlarında Ankaraya varıyoruz.
Başka bir gezide tekrar görüşmek
dileğiyle.Esen kalın.
0312 425 25 00
0545 212 19 15
0539 314 29 48
Atatürk Bulvarı No:103/12 Kızılay ANKARA
Grubunuz için özel fiyat isteyiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder